Kategoriler

KARADAĞ

KARADAĞ

Karaman ilinin kuzeyinde, yaklaşık 30 km uzaklıkta, coğrafyasında çok yoğun kültür ve turizm değerleri barındıran Karadağ bölgesi, inanç turizmi, tarih turizmi, kültür turizmi ve doğa turizmi potansiyeli ve hareketliliğine sahiptir. sayıları her yıl giderek artan yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret edilen Karadağ bölgesi Karaman ilimizin tam bir turizm gelişim bölgesi ve cazibe merkezidir. Karadağ’ın kendine has coğrafyaya, flora ve faunaya ve iklime sahip olması itibari ile de doğa turizmini ve eko turizmini öne çıkarmaktadır. Özellikle doğada serbest olarak yaşayan yaban koyunları ile yılki adlarini göstermek için bölgeye çok sayıda yerli ve yabancı turistler gelmektedir. günübirlik olarak bölgeye her yıl 15.000 civarında yabancı, 100.000 civarında da yerli turist geldiği tahmin edilmektedir.

Karadağ bölgesinin etrafında bulunan başta maden şehri, Üçkuyu, Süleymanhacı, dinek, Kılbasan olmak üzere Ortaoba, Kaşoba, Kesecik, İslihisar, Eminler ve Mandason köyleri eko turizmi elverişli özelliklere sahiptir. Civar köylüler yaz aylarında hayvanları otlatmak için Karadağ’a çıkarak hayvanlarını otlatmakta, kendine has botanik yapısıyla organik bal üretimi ve tarım, hayvancılık et ve süt ürünleri üretimi yapılmaktadır.

Volkanik bir dağ kitlesi olan Karadağ’ın (en yüksek noktası Mahalaç Tepesi 2288 m.) değişik yükseltilerde ve vadilerinde 4. ve 9. yüzyıl arasında yapılmış arkeolojik bir çok kilise, bazilika, şapel, manastır, mezar yapısı, sarnıç, konut ve tarihi askeri yapılar bulunmaktadır. Bu yapılar Madenşehir Örenyeri, Değle Ören yeri ve Başdağ Askeri yapıları olarak bilinen yerlerde yoğunluk oluştururlar. Karadağ’ın kuzeyinde yer alan Madenşehir ve Üçkuyu Köyünde bulunan Değle kalıntıları, “Binbir Kilise” olarak adlandırılmaktadır.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’na tahsisli olan Değle örenyeri içerisinde; 5 adet Bazilikal Planlı Kilise, 1 adet Piskoposluk Sarayı, 1 adet Manastır, 6 adet Şapel(küçük kilise), din görevlileri ve hizmetkarların yaşadığı çok sayıda konut kalıntısı bulunmaktadır. Yerleşke içerisinde Bizans(Doğu Roma) dönemine ait anakayaya açılmış mezarlar(chamosorion) ve mezar kapakları ile Tepe’nin doğu yamaçlarda kesme taşla inşaa edilmiş kırma Çatılı oda mezarlar yer almaktadır.

Madenşehir Örenyeri içerisinde; 14 adet Kilise,6 adet Şapel, 3 adet bina kalıntısı, 1 adet Mausoleum, 1 adet Exedra, lahidlerden oluşan nekropol alanı ve çok sayıda sarnıç bulunmaktadır.Binbir Kilise yapılarının en büyüğü;köyün girişinde bulunan modern literatürde 1 nolu olarak adlandırılan Bazilikadır. 3 nefli olan Kilise M.S 5. Yüzyılda inşa edilmiş ve M.S 9. Yüzyılın sonundaki Arap akınlarına kadar aktif olarak kullanılmıştır. 

Araştırmacılar; Hellenistik dönemden Bizans dönemine kadar varlığını sürdüren Madenşehri için “Aşağı Şehir”, yoğun Bizans Kilisesi kalıntılarının bulunduğu Değle için “Yukarı Şehir” tanımlamalarını yapmışlardır.

Değle Örenyeri’ndeki yapı kalıntıları, Madenşehir Köyünde bulunan yapı kalıntılarıyla çağdaş olup,M.S. 4-9. Yüzyıllara tarihlendirilmektedir.Binbir Kilise olarak adlandırılan bölgenin Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) Dönemi’nde Piskoposluk Merkezi olduğu düşünülmektedir. Yapılar bazilikal , yonca, serbest haç, latin haçı, çokgen ve karışık planlı olarak inşaa edilmişlerdir. Yapılarda Erken Hristiyanlık Mimari özellikleri yerli sanat üslubuyla karışmıştır.

Ayrıca Karadağ kitlesi üzerinde Hititlerden kalma hiyeroglif yazı ve sunaklar da bulunmaktadır. Ovadan aniden yükselen ve 2288 m. ye ulaşan görüntüsüyle Karadağ Hititler tarafından kutsal kabul edilmiştir. Bu nedenle Karadağ Kentsel Kentsel Arkeolojik Sit Alanı olarak ilan edilmiştir.

Karadağ Bölgesinin kültür, doğa ve inanç turizmi açısından yüksek kaynak değerlere sahip olması göz önünde bulundurulduğunda anılan bölgede turizmin çeşitlendirilmesi ve gerekli altyapı, çevre düzenlemesi, tanıtım ve pazarlamaya yönelik çalışmaların yapılması halinde ilin ekonomisi açısından son derece önemli katkı sağlayacaktır.

KAYNAK: KARTAP SEVDAMIZ KARAMAN TANITIM ÇALIŞTAYI 2020/2021 KİTABINDAN.

 

Konya-Karaman sınırında, kent merkezine 45 kilometre uzaklıkta bulunan sönmüş volkanik Karadağ, çevresindeki tarihi yapılarla dikkati çekiyor.
Bölgede "Binbir Kilise" olarak adlandırılan alan, çoğunluğu ayakta kalan kilise, manastır ve mezarlarıyla Anadolu kültürü bakımından büyük önem taşıyor.
Milattan sonra 4. ve 9. yüzyıllar arasında piskoposluk merkezi olduğu sanılan ve Üçkuyu köyü adıyla bilinen Değle Ören Yeri ise bu yapıların önemli bir bölümüne ev sahipliği yapıyor.
Binlerce yıl birçok medeniyete ev sahipliği yapan Karadağ'ın yamaçlarında Hititler'den Osmanlı'ya onlarca medeniyetin izleri görülebiliyor.
Çok sayıda kilise ve manastırın bulunduğu bölge, bazı kaynaklarda "Barata Antik Kenti" olarak geçse de antik dönemdeki adı kesin olarak bilinmiyor.
Avrupa'dan Kudüs'e giden Hristiyan hacıların uğrayarak ziyaret ettiği bir yer olan bölge, Geç Antik Çağ'ın en önemli üç merkezi arasında gösteriliyor. Bölge, onlarca kilise, manastır ve mezarlar ile inanç turizmi açısından zengin kültürel mirası barındırıyor.
Bölgede geçen yıl Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle karadağ Binbir Kilise'nin Doğu Roma Dönemi Dini Mimarisi Arkeolojik Yüzey Araştırması çalışması başlatıldı.
Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Tarih Bölümü Erken Hristiyan ve Bizans Sanatları Ana Bilim Dalı Başkanı Doktor Öğretim Üyesi İlker Mete Mimiroğlu başkanlığında yürütülen çalışmada, yeni buluntular envantere eklendi.
Mimiroğlu, AA muhabirine, Karadağ Binbir Kilise'nin Anadolu'daki erken dönemlerden itibaren bilinen yerleşimlerden biri olduğunu söyledi.
Birçok yapının bulunduğu Karadağ'ın dikkati çekmesinin en önemli nedenlerinden birinin dağın kutsal kabul edilmesi olduğunu vurgulayan Mimiroğlu, şunları kaydetti:
"Sadece Bizans döneminde değil, Hitit döneminde de kutsal kabul ediliyordu. Dağın birçok yerinde Hitit hiyeroglifleri ve kabartmalar var. Bu kutsallık, Hristiyanlıkla beraber devam etti. Dağın kendisi kutsal görüldü ve çok sayıda kilise inşa edildi. 'Binbir gece masalları', 'Binbir direk sarnıcı' gibi halkın kullandığı 'binbir' kelimesi burası için de Osmanlı döneminden itibaren kullanılıyor. Seyyahlarda, 'Binbir direk', 'Binbir kilise' teriminin burası için söylendiğini anlatıyor."
- Yarım kalan çalışmanın tamamlanması amaçlanıyor
Mimiroğlu, bölgedeki yapıların 20. yüzyılın başında çok daha iyi durumda olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Bunlar basit kiliseler de değil. Anlıyoruz ki bazıları plan şeması ve mimari özellikleriyle birer aziz mezarı ve mezar yapıları. Bu bakımdan dolayı dikkati çeken bu yapılar daha sonra da 20. yüzyılda da birçok Batılı bilim adamı tarafından inceleniyor. Türkiye'de ise Semavi Eyice bu bölgede çalışma gerçekleşiyor. Ardından da uzun yıllardır burada Semavi hoca gibi rahmetli olan Metin Ahunbay hoca yıllarını vererek bu bölgede çalışmalar gerçekleştiriyor. Ne yazık ki bu çalışmalar tam anlamıyla sonuçları paylaşılmadı, yayımlanamadı. Biz, Necmettin Erbakan Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü olarak, Karaman'ın ileri gelenleri, firmaların destekleri, Kültür ve Turizm Bakanlığımızın izniyle yarım kalan çalışmayı devam ettirmeyi amaçladık."